“OKUMADAN, YAZMADAN VE ÖĞRENMEDEN
GEÇEN GÜN
GÜN DEĞİLDİR.”
İnsan,
her gün yapamazsa bile belirli günlerde nefis muhasebesi yapmalıdır. Doğum
günlerinde ise sadece yıllık değil genel bir muhasebe yapılabilirse hem bu
dünya için hem de ahirete hazırlık için yararlı olur. Bu konuda sevgili Peygamberimiz
Hz. Muhammed’in (sav) hadisini yazmakta yarar vardır:
Hadis Metni:
اَلْكَيِّسُ
مَنْ دَانَ نَفْسَهُ وَعَمِلَ لِمَا بَعْدَ الْمَوْتِ، وَالْعَاجِزُ مَنْ أَتْبَعَ
نَفْسَهُ هَوَاهَا وَتَمَنَّى عَلَى اللَّهِ.
Anlamı:
"Akıllı
kişi, nefsini hesaba çeken (muhasebe eden) ve ölümden sonrası için çalışandır. Âciz
kişi ise, nefsinin hevasına (arzu ve isteklerine) uyan ve (böyleyken hâlâ)
Allah'tan (olmayacak şeyler) temenni eden kimsedir."(Kaynak: Tirmizî,
Kıyâmet, 25 (Hadis No: 2461), İbn Mâce, Zühd, 31 (Hadis No: 4260)
Bugün 28 Eylül 2025 Pazar yani benim
doğum günüm. Başka deyişle 82 yılı geride bıraktığım gün. Genel muhasebe
yapıyorum elbet. Sonuç olarak şükrolsun huzurlu ve mutlu bir hayat
geçirdiğimi söyleyebilirim. Herkese de mutluluklar…
Ömrün muhasebesi bende kalsın günün
muhasebesini kısaca anlatayım. Daha doğrusu, günün muhasebesine değil de
arkadaşların güzel jestlerine değineyim:
Sağ olsun değerli arkadaşım Erdoğan Teke
Bey bir etkinlik düzenledi. Değerli arkadaşımız Ahmet Meral Bey de sağ olsun bu
etkinliğe katıldılar. Kendilerine açık teşekkürlerimi arz ediyorum. Bu sevgi ve
saygı jestleri unutulmaz. Bundan hareketle “Bu gök kubbe sevgi ve saygı
temelleri üzerine kuruludur.” özdeyişini hatırlatırız.
Dedelerin doğum günleri bebelerin doğum
günleri gibi olmaz elbet. Hâl hatırdan ve kısa muhasebeden sonra eski
alışkanlığımızı devam ettirerek fikri konulara girdik. Ne okuduğumuzdan ne
yazdığımızdan söz ettik. Söz sözü açar derler ya Ahmet Meral Bey de defterini
açtı ve birkaç gün önce yazdığı notu okudu: “Okumadan, yazmadan ve
öğrenmeden geçen gün gün değildir.”
Vecize
üzerinde epeyce düşündük. Bu arada ne okuyup yazmak gerektiği konusunda da yine
bir notla aydınlanmış olduk: “Körün gözüne sürme çekmek beyhude iştir.”
(FB)
Hadis-i Şerif
"Hediyeleşin ki birbirinizi sevesiniz." (Kaynağı Bu hadis-i şerif Buhârî'nin
"el-Edebü’l-Müfred" adlı eserinde geçmektedir.) Ayrıca, farklı bir
ifadeyle ve benzer bir anlamla gelen bir başka hadis ise şöyledir:
"Hediyeleşin. Çünkü hediye, gönülden kini söküp atar." (Kaynağı Bu hadis-i şerif Tirmizî'de (Velâ, 6) ve İbn
Hanbel'in "Müsned"inde geçmektedir.)
Bu hadisler,
hediyeleşmenin insanlar arasındaki sevgi ve muhabbeti artırdığını, aynı
zamanda kırgınlık ve kötü duyguları giderdiğini açıkça ifade eder.
Peygamber Efendimiz (sav) bu davranışın ümmeti arasında yaygınlaşmasını teşvik
etmiştir.
Bir de doğum
günü pastasından söz etmemiz gerek değil mi? Önce Erdoğan arkadaşıma tatlı bir
teşekkür edelim. Tatlı demişken ekleyelim: Bütün günlerimizin bu pasta gibi
tatlı geçmesi dileğiyle mumları üfledim.
İtiraf
ediyorum ki bu mumların neyi simgelediği hususunda bilgim yok. Herkes üfleyerek
söndürüyor ya biz de öyle yaptık. Yani taklit.
Ah be kardeşim,
işlerimiz hep taklit. Hatta imanımız bile takliti iman. Halbuki tahkiki imanın
63 kat daha fazla sevabı var…Uzatmadan yazalım: Bilinçli olmamız gerekir
vesselam.
Oğlum Ahmet,
dünden beri fotoğraf çekiyor. Evde çektiklerinin sayısını bilmiyorum. Kafede çektiklerinden
ve yolda çektiklerinden birkaç tanesini yazımıza ekliyorum.
Bu Facebook
var ya, bakıyorsun ki birkaç sene önceki hatıra fotoğraflarını yayınlıyor.
Belki de birkaç sene sonra da bu fotoğraflarımızı da yayınlar. O zaman da sağ
isem esenlik, ölmüşsem rahmet dilekleriyle anarsınız beni.
Çocuklar
kızacak şimdi, ölüm kelimesi bu yazıya hiç yakışmadı diye. Gerçek bu. Biz
gerçekleri olduğu gibi kabul eden ve gereğini ona göre yapmaya çalışanlardanız.
Hoşça kalınız.
Sabahattin GENCAL,
Çekmeköy-İstanbul,
28. 09. 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder